Propolis

Yapışkan, reçinemsi bir madde olan Propolisi balarıları değişik bitkilerden toplayarak kovanlarına getirirler. Arılar kovanı dış etkenlerden, mikroorganizmalardan ve diğer zararlılardan korumak için üzerini propolisle kaplarlar.

Arılar tarafından değişik bitki tomurcuklarından yaprak ve gövdelerinden toplanıp biriktirilen reçinemsi bir madde olan propolis genellikle kayın, karaağaç ve kozalaklı ağaçlardan toplanır.

Propolisin M.Ö. 350’ye kadar giden uzun bir kullanım geçmişi vardır. Yunanlılar onu apseler için kullanırken Asurlular yara ve tümör tedavinde kullanmışlardır.

Günümüzde genital herpes, uçuk, yaralar, diş çürüğü ve dişeti iltihabı tedavisine yardımcı olması amacıyla propolis ürünleri kullanılmaktadır.

Propolis biriktirme açısından arı türleri arasında farklılık vardır. Bazı türler diğerlerine göre daha fazla propolis biriktirirken bazıları örneğin tropik bölgelerde bulunan arılar hiç propolis biriktirmezler.

Arılar propolisi, kovanın iç duvarlarını düzgün hâle getirmek, peteklerin ağızlarını kapatmada ve başka canlıların içeriye girmesine engel olmak amacıyla kullanılır. Girdikten sonra ölen canlıları propolisle mumyalayarak kovanlarını koruma altına alırlar. Propolis kovandaki larvalara, mantar ve bakterilere karşı antibiyotik etki gösterir.

Propolisin toplandığı bitkilerin tür ve çeşitlerine göre içeriğindeki bileşikler farklılık arzeder. Propolisin etkileri arıların bitkilerden topladığı antioksidan etkili bileşenlerine bağlıdır. Kovanda oluşan hasarların ve çatlakların onarımı için ve kovanlarını korumak amacıyla kullanılan propolisin rengi sarımsı yeşilden koyu kahverengiye dek değişir. Propolis, kovandan alındığı haliyle hamdır ve saflaştırılarak kullanılması gerekir.

Propolisin İçeriği

Propolis, %55 oranında reçineli bileşikler ve balsam, % 30 balmumu, %10 aromatik yağ, %5 oranında ise arı poleni içerir. Kimyasal anlamda propolis, son derece karmaşık ve güçlü terpenler, benzoik, kaffeik, sinnamik ve fenolik asitin zengin çeşitlemelerine sahiptir. Flavanoid içeriği oldukça zengindir, sağlığa olan bir çok yararı kanıtlanmıştır.

Arıcılar kovandaki balı aldıktan sonra propolisi kovandan kazıyarak toplarlar. Sonra bazı işlemlerden geçirilmek suretiyle propolis kullanıma hazır hale getirilir. İçeriğinin önemli bir bölümünü flavonoitlerin oluşturduğu propolisin bileşiminde, polifenoller, fenolik asitler ve bunların esterleri, terpenler, steroitler, B1, B2, C ve E vitaminleri, mineraller ve aminoasitler yer alır. Propolis suda az çözünür. Tıbbı amaçlı kullanımlar için %70’lik etanolda erimiş çözelti kullanılılır.

Propolisin Faydaları Nelerdir ?

• Mikrop kırıcı, iltihap giderici, antioksidan, immün sistemini uyarıcı ve antikanserojenik etkilere sahiptir. Bioflavonoidler bakımından zengindir. Antioksidatif etki açısından propolis diğer arı ürünleri arasında en yüksek etkiye sahiptir. Geniş spektrumlu antibiyotik olarak nitelendirilen propolis, zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri ise olumsuz olarak etkilememektedir. Ayrıca virüslerin enzim salgılamasını ve çoğalmasını önleyici etkiye sahiptir.

• Propolis doğada bulunan en kuvvetli antibiyotiklerden biridir. Amino asitler ve iz elementler açısından zengindir, çok yüksek bir vitamin içeriğine sahiptir ve en azından 38 değerli bioflavonoidi vardır. İçeriğindeki yüksek bioflavanoidler yüzünden çok değerli bir antioksidandır. Antimikrobial olduğunu kanıtlayan bir çok çalışma yapılmıştır. En az 21 bakteri türü, 9 mantar türü, 3 protozoa (giardia dahil) ve geniş bir virüs ağı üzerinde etkisizleştirme yeteneğine sahip olduğu kanıtlanmıştır.

• Bakterilere karşı etkisi galangin, pinosembrin, kafeik asit ve ferulik asit içeriğinden, virüslere karşı etkisi kafeik asit, kersetin ve luteolinden, mantarlara karşı etkisi de pinobanksin, pinosembrin, kafeik asit, benzil ester, sakuretin ve pterostilbene ‘den kaynaklanmaktadır.

• 138 kişi üzerinde İspanya’da yapılan ve 1988 yılında yayınlanan bir başka klinik çalışma, propolis bazlı bir takviyenin kullanımının; giyardiyaz parazit enfeksiyonları tedavisinde yaygın olarak kullanılan antiprotozal ilaç tinidazol kadar etkili olduğunu göstermiştir.

• Prolopisin immünostimülasyon üzerindeki profilaktik etkileri ile ilgili çalışmalarda, anti inflamatuar içerikleri kanıtlanmıştır: klinik bir pilot çalışma, propolis ve içerikleri DNA sentezini ve enflamatuar sitokin üretimini aşağı regule ediyor ama insan bağışıklık hücrelerinin TGF beta 1 üretimine neden oluyordu.

• Ağız ve boğaz mukozası sorunları için hem oral olarak hem de gargara biçiminde kullanılır. 2005 yılında Oral Health & Preventive Dentistry dergisinde yayınlanan araştırmaya göre propolis diş eti iltihabı veya periodontal hastalığının tedavisine yardımcı olabilir. National Institutes of Health‘a göre propolis Aft ve diğer diş yaraları ve peptik ülser için etkili bir anti-inflamatuar ajan olarak kullanılabilir.

• Tek kör, randomize, 3 aylık bir deneyde, 135 değişik tipte siğile sahip hastaya oral propolis, ekinezya ve plasebo verildi. Propolis ile tedavi edilen yalın ve sıradan siğilli hastalar sırasıyla %75 ve %73 oranında iyileşti. Sonuçlar ekinezya ve plasebo terapisinden çok daha iyiydi. Blue Shield Complementary and Alternative Health; propolisin, herpes tedavisinde geleneksel anti-viral ilaç tipi olan acyclovir’den iki kez daha etkili olduğunu rapor etmiştir.

• Bilimadamları, farelere iki hafta boyunca propolis verdiler ve farelerin mast hücrelerindeki histamin salımının büyük ölçüde baskılandığını gördüler. Bilimadamları aldıkları bu sonuçlar yüzünden, propolisin histamin salımını inhibe ederek alerjik rinit semptomlarının giderilmesinde etkili olacağı üzerinde durmaktadırlar.

• Fertility and Sterility“nin 2003 sayısında yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar, 6 ay boyunca günde iki kez 500 mg propolis kullanan kısırlık ve orta derece endometriyoziz yaşayan kadınların, hamilelik oranlarının yükseldiğini belgelemişlerdir.

• Son zamanlarda propolisle ilgili en heyecan verici gelişmelerden biri de, kanserden korunma ve tedavisi üzerindeki etkileridir. Propolisteki aktif bileşenlerden biri olan kafeik asit fenetil ester’in, hayvan modelleri üzerinde kanser oluşumunu engellediği görülmüştür. Ayrıca bir çok kanser türü üzerinde, güçlü kanser önleyici etkileri gösterilmiştir. Araştırmalar propolisin, apoptosis sürecini çoğaltarak kanserli hücre büyümesini engellediğini ve kanser tedavisinde kullanılan kemoterapik bir ajan olan doxorubicin’in olumsuz etkilerini azalttığını göstermiştir.

• Nutrition and Cancer’de 2003’de yayınlanan bir çalışma, propolisin apoptosisi canlandırdığı ve fareler üzerinde akciğer kanser tümörlerinin doku çürümelerini sağladığını açığa çıkardı. National News, Molecular Nutrition and Food Research’den alıntıladığı bir çalışma, propoliste bulunan CAPE ve diğer bileşenlerin, tümörün kan ikmali gelişimine karışıyor olduğunu göstermekteydi.